Ve bazen sırf onlarla aynı dünyadasınız diye içinizi bir umut kaplar. İyi ki, dersiniz, iyi ki varlar.
"Zeynep ve Enver'e"
ve tabii Kunala'ya,
varlıkları yeryüzünde bir iyilik olanlara....
Zencilere Sol Majör: Şarkılar SENİ Söyler
“Deniz tutmuyor çocukları göğün tuttuğu kadar”
Kapitale inanmak ne, peki inanmamak- Allah aşkına
Bunca ihtiras bunca alışverişe, bir anda
Ölüleri yan yana bırakıp yan yana ölmeleri için
Boşluklarını, gölgelerini kusursuz ama herşey onlar için
Cinayet. -kalbini üzerinde taşımazdı rahmetli-
Konuşmasak kimse bilmiyor bazen
İyi huylu kalabalık kalbine güvenecek miydin, rahmetli
olmadan önce oluyor bazen.
Gürültüden,nazdan, sabah ışıklarından uyanmadan önce
Erkekler kadınlarından. Kadın yaratılmazdan bir önceki
gece
-ya kuşlar!
Tek ayak ve seksek tuhaf degil mi yaşamak
Diyerek göğü uçmak: bizse teferruat ve bahane
Neysek olanca uzak neyse
Bu şarkıyı eceliyle gülemeyen kadavralar söylesin...
Işıklar kapanınca
tek harfi bile bizim olmayan sevinçler var ya
İşte dünya mezarlığı-insan fışkıran rahim ağzı orası
Mühim adamların akıl sapağı, nasıl geçilirse tedirgin
Ürpererek bir aşktan bu bahsi de öyle geçelim.
Kimse kimseyi duymamıştan gelsin.
Kalp kalbe çarpınca sımsıkı bu şarkıyı
Mutluluktan ölememiş yoksullar söylesin...
Kaç sureti olmayan sorudur bu
Tarihi tekerrürden bezgin çocuklar söylesin
Hiç padişah olmamış kadar güzelken barbaristan hiç
Degilken. Bir devlet bile iyi huylarına eşkiya-
Kimdurduya getirecekler kim kimi ama
Dağları kader gibi çöken gece evlere dağlar gibi geç.
Gelmesin kötücülse bahar bile.
Tutuşmadan evvel yaseminler hesap bakiyeleri
Limitsiz ve siyahi ilişkiler bunları düşünmeyebilirdik
Yaşamak da Allah’ın emri ölmek kadar...
-bazı günlerin adı umutkıran bu şarkıyı
La havle makamında çoksesli
“Zenci doğmadıksa da zenci degil miyiz oyunda “ korosu
söylesin.
bazı ihtimaller sonsuz uzaklık
Denizi görmeden büyüyen çocukları düşünürsek
Onların kurak ülkelerini sevebilmek.bazı çelişkiler iyi
ki varsınız
Kanın pıhtılaşıp akmaması kadar gerçek
çocuk geçsin diye durup kalması bir ırmağın rasyonel ve
emprik
bize kalan dünya eşzamanlı yanlızlık efendimiz
kimiz ki biz kimlerdendiniz bu şarkıyı, bilenler söylesin
ey nice çağrılıp da gelmeyen kelime
boşluğunu bilsen kimler dener üstünde, şakayık
kendine bile ayıptır kadın ne çok kayıp
ağlarsa analar seni bugünler için mi sevgili ülke!
sebebi kendinden evvel solar kimi çiçeğin
ki hayretsin en büyük yenilgi senin,diyorsam anla
-şakayık vazolara sığmayacak kadar acı- bu şarkıyı
Töre oyunları,ağzı söze ermeyen dip odalar
genç kızlarda büyüyen intiharlar söylesin.
kimsem o olmaya bir deniz büyür
anneler bunu koysalar çeyiz sandıklarına
Geçmişe dökülen güller niye bu şarkıyı
Duyulsa da varılmaz acı eşikleri,komşu hakkı için ulu
adaklar
Çok yaşamıştan gelen kötü çocuklar degil.kalbi olan
söylemesin.-Allah aşkına
Kar tutmaz kış ağaçları gibi dilekler de
Sokakları uçurtmadan bir şehri sonu sen olan
Cümlelerin ansızın bitmesi gibi çıkınca haritadan
soru eklerinin aşktan şüphe etmesi, bunları bilme diye
söylemedim
kusurdan dönerken renkler kontrasttır
çünkü sevgilim çünkü mucizem-Türkçe’nin en güzel zamiri O-
sesleri kendi haline bırak. üşümek diye hatırlasınlar
bunu
aşırı hızdan ölüyor dünya durmadan bu
şarkıyı bil diye söylüyorum
iyi olan ne varsa o sende meşru.
Biraz fazla yaşasak geri alan birileri var
Ellerinden geleni geri alan ve saatleri
Kimi suretleri sıfırla çarpsak
Artık acılara konmayan evlerimiz olacak!
Belki mutlulukla eşanlamlı
Güneş gören odaları yaşandıkça artacak bu şarkıyı
-yazdımsa da söylemeye gücüm yok
telgrafın tellerine konamayan kuşlar söylesin
yaşarken çok aksak bu şarkıyı –
kalbinden malülen emekli ihtiyarlar söylesin.
Onca söz toplasan sen etmiyor bu
Gayrı mazeret mi gerek şiirden çıkmaya...
Yokluğunla alkışla bu şarkıyı
Varlığına erdim sananlar söylesin.
Ya da dur niye söylensin
Al bendeki bu yarayı sendeki güzelliğin göğü say
eko