YAKIN ÇEKİM
Zenci bir perde, açılması gerektir
mühim değil beyaz değil hiç değil
okunmasın diye yazılmıştır dünyada
Şiirler bir çeşit plastik perdedir.....
İlk adım- sinopsis
Buca’da bir labirent,bir adam bir kadın, kaçan iki fare
değmeyen kuyrukları arasında görünen-
gök skaler bir genişlik, veri tabanları sessiz.
kadın adama -biraz oksijen dök yaralarıma
atmosfer kalınlığı bir pencere, aç
marsta kahvaltı olasılığı gibi bir tat-
adam kadına -adım ağzında.
Ağzımda adın, kopma grafisi yetersiz,
damarlarımda
aşktomogrofik bir feza demiyorum, ez kaza
biraz bilim biraz kurgu toplamıştın dağıttığım zerreleri
patlamamış atomları yerlerine dört defa -ölmediysem aksak
bir metafor
-doktor Who bulabilir belki kemiklerim paralel evrende
kendine batmış bir eksen bile olabilir
Ya da vektörel bir kırılma,dokunduğun yerde
-bakır rengi bir fay -kısa devre yapabilir
Çöker iğreti şekillerim-zaten zaman çökeltidir.
kaburgalarım o aksak tuşlar,yeryüzün senin,
Kayıtları eksik bir pandomim, ayaklar
çamurlu değil- ikinci perde sesin
Nikotin şiddetle terkedilir,yürüyebilirsin
(ölümlü bir kadın içi)-tam olarak kaç metrekare, ait
olmak
fon olarak dünya, müthiş bir sahtelik.
söylemişti kulağına Andy Warhol, aşkkk;
hatırla bebeğim, çoookkk vaaarrr
nadirattan değil pop-art ve spesifik.
Sondan başladım- en mahrem yerinde anlatmaya
Vilnius Kleipada yolu, saatte 250km
Kimi yağmurlarla ıslanmıyor insan
anlıyor dipsu balıklarının çamurlu tadını
ölüm var bir çeşit ağır metal.
omurgalarını taşıyor geyik çıkabilir
Levhasında vurulmuş
Lanet olası bir kurşun herkesin gögüskafesinde
uğunmuş
çarpa çarpa bir kalp, taşıyor olmak dünyada.
Bir çeşit anafor.-kanın çağıltısı duyulmuyor-
Haklısın yersiz bu sahne, bir doğum günü için
Uygunsuz gelebilir-bir buluş yapmalıydım,
Dünyaya doğru bir bahane.
Bir buzul eritebilmeliydim,ateşiyle
ya da nihilist bir çekiçle yıkmalıydım
vitrinleri,portföyleri
-buzlu bir kıyım- borsada handiyse
Sana aşk diyebilmeliydim- iki çocuk büyüklüğünde
sana basit iki kelime. divani mektuplar da yazılabilir
aşktan okunaklı ve anlaşılır- sana epik
mazeretler bulunabilir osmanlı bir türkçeyle
yiğidin hakkı çünkü yiğitçe
bütün uzaklıkları denedim –failü
Hesaplanmamış milatları bile yitirilmiş açıları kayıp
çağları- mefâilü
Ve birimleri,gazları milim sapmaz aynalardan -failün
Sakındığım yüzümü yüzünde buluyorsam- bu kaçıncı
Failâtün failâtün failün...
seeviyorsun seeviyorsun yetmiyor:
ağzından bir sözcük. İntihar bile değil ,ağzımda:
mastarlı bir kök ,sevmek
Kuzeyde bir orman senle,ayakları buzkesmiş
Henüz denenmiş darjeeling, tütsülenmiş somon,iki düğme
eksik
yukardan aşağı bir nehir adı, bir getto karanlık
-şeylerin içini senle keşfetmek-
sular çağıldar toz duman sessizlik
ağır bir işkence gömleği, çıkar şimdi
ona bir anı kat, bir yitik parça ona bir renk.
Salkımların şişedeki tadını-çünkü sersemletip dönmek
istiyorum
Dünyanın saatteki hızını.-nerden baksak-
İki noktanın bir birine yakınlığı, nerden baksak
Uzaya asılmış bir ihtimal olarak
: iki kalbin birbirine atması aynı dakka aynı
anda: minimal bir uzaklık
bir kadın sen dolu içi çın çın çın
çınlıyor olmak,nerden baksak adam
sinopsis bir anlatım, diyorum ne zor
erkekçe doğmak bu çağları -iyi ki doğdun
kalbi kalbe teri tere katana şükürler olsun
ayrıcalık gibi duruşuna dünyada ,
tüm çiçekleri kaldırıyorum....
eko(emine kocabaş)


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder